"EMNİYET KEMERİ KULLANIMINI TEŞVİK" Projesi Fikret ÖZCAN'a aittir. İzinsiz KESİNLİKLE Kullanılamaz

6 Ocak 2009 Salı

Akşehir Gezimizden İzlenimler

Toprağın uyanıp, bağrında beslediklerinin, birer birer bütün güzelliklerini insanlarla buluşturduğu Anadolu’da, toprakta çiğdem, ağaçta çağla çiçekleridir ilk göz kırpan insanlara.

Bu güzelliklerden biri olan çağla-badem- ağaçlarının bembeyaz çiçekleriyle örtüldüğü Sultan Dağı’nın eteğine "Belde-i Beyza"ya, yani Akşehir’e bahar gelmiştir.

İçimizde, bizi bir başka saran, tanımlanası zor duyguların yorucu ağırlığı abanıyor üzerimize.

Bir yanda ulusal kurtuluş tarihini en önemli kararlarının alınıp, yoksul hanelerinde büyük taarruzu hazırlayan, Anadolu kültürünün en büyük güldürü ustası Nasreddin Hoca’nın ayak bastığı topraklar, bir yanda bütün bunların farkında bile olmayan ülkemin yaşayanları…

Ve bizi, zengin Anadolu kültürünü, yüzlerce yıllık tarihine; geçen yüzyıla damgasını vuran ve yüzlerce yıllık imparatorluğun küllerinden cumhuriyeti yaratan bu coğrafyayı soluyacak olmanın; inanılmaz insan severliği, misafirperverliği ve sımsıcak kalpli insanlarını tanıyacak olmanın; mesleği ve yaşama bakışı gereği, yaşamını tümüyle insanların yaşamını kurtarmaya ve bu bilgi, birikim ve deneyimini, bereketinden beslendiği, susuzluğunu soğuk sularında giderdiği velhasıl kendine emek veren kentine adayan Belediye Başkanı ile yüz yüze gelecek olmanın tanımlanamaz heyecanı sarıyor bedenimizi.


Ve karşılaşıyoruz…

Başkanın yüzünde, Akşehir için büyük arzu ve hedefini okumak; sesinin renginde, büyük değerlerine, engin kültürel ve tarihsel zenginliklerine karşın, bir dünya kenti olamamanın acısını hissetmek bir başka duyguların girdabına sürüklüyor bizi.

Yüzlerce yılın içinden süzülüp gelen diyaloglarındaki öğreticiliğiyle Nasreddin Hoca’nın ve sımsıcak insanların yurdu Akşehir, çağdaş dünyanın sosyal ve yaşam standartlarını yakalamamasının dayanılmaz hüznünü haykırıyor Sultan Dağı’nın engin yamaçlarına.

Nasreddin Hoca’nın öğreticiliğinde Belediye Başkanı Op. Dr. Mustafa Baloğlu’ndan bu hüzünlerin panzehiri olma projelerini dinledikçe içimiz rahatlıyor. Bütün yorgunluğumuz sıyrılıp gidiyor üzerimizden. Başkan, kısır taşra politikacılarının ‘beylik’ laflarından ve yetersizliğin mazereti olan “şimdiye kadar hiç kimse bir şey yapmamış” gibi ifadelerin yanından bile geçmeden düşlerini müthiş bir heyecanla anlatıyor ve ‘Geçmişe ağlamak fayda vermez, asıl olan bundan sonra ne yapacağınız, neler yapabileceğinizdir’ diyor. Akşehir ve geleceği için umutlarımız büyüdükçe büyüyor.

Yaşamın, coğrafyanın, insan ilişkilerinin bütün dinamiklerinden çıkardığı sonuçlarını yüzyıllarca nesilden nesile akıp gidecek biçimde ifaden eden Nasreddin Hoca’nın öğreticiliği Başkan’ın yolunu aydınlatan bir başka değer olarak yansıyor sözlerine.

Birkaç yıl içinde Akşehir’in temel sorunu olan temel alt yapı sorunlarını çözecek projeleri uygulayan Baloğlu: “Bunlar yeterli mi? Hiçbir zaman yeterli değil. Belediyenin kaynaklarını verimli ve yerinde kullanmak çok önemli. Önce şehrin sorunlarını tespit etmek lazım. Yani, şehrin ana sorunları nedir? Bu tespit sırasında da benim en çok önem verdiğim şey, yapacağımız yatırımın kısa vadeli olmaması. Yani bir yatırım yaptığınızda en az kırk – elli yıl Akşehir insanına hitap edebilmesi. Biz de önceliğimizi buna göre ayırıyoruz. Yoksa çok kısa vadeli yatırımlar yapıp bunları gösterişe yönelik ya da insanların “bunlar çalışıyor, bir şeyler yapıyor” söylemlerine yönelik değil daha çok Akşehir’in uzun yıllar hizmetinde olacak ya da uzun yıllarına imza atacak yatırımların yapılması yönünde çalışmalardır bu kenti sevmek, verdiği emeğe layık olmak ve bütün insanları güldüren Nasreddin Hoca’nın yüzünü güldürmek. Bu projelerin birçoğunu da gerçekleştirdik” diyor.

Baloğlu’nu dinlemek ve hayalini gözlerinin ışıltısından okumak, Anadolu kentlerinin yeniden uyanışını, Atatürk’ün çizdiği yol, gösterdiği hedef ve muasır medeniyetler seviyesini yakalama mücadelesinin derin izlerini ve heyecanını hissetmek büyülüyor bizi.

Başkan Baloğlu’nun heyecan dolu sesi, ısrarlı yüreğinde; TOKİ ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilen 192 konutun insanların hizmetine sunulmasının son yıllarda Akşehir’e yapılan en büyük yatırımlardan biri olmasının keyfi; üç bin metrekare kapalı alanı, 530 kişilik çok amaçlı salonu, 130 ve 110 kişilik sinema salonları, sergi salonu, restoranı ve fuayesiyle birlikte, örneğini çok az görülebilecek kısa bir sürede başarmış olmanın mutluluğu; Akşehir’in elli yılına, belki yüz yılına hitap edecek bir eseri kazandırmanın onuru yansıyor.

Turizm potansiyeli yüksek olan Akşehir’in, bunu değerlendiremiyor olmasının bir başka hüznü; “Bu güne kadar maalesef bu değerlendirilememiş. Nasreddin Hoca’nın imajı konusunda biz ciddi atılımlar yapamamışız. Nasreddin Hoca’nın gerçek sahip olduğu imajını kendimiz anlamamışız. Kendimiz anlamamakla birlikte ülkemize anlatamamışız ve dünyaya anlatamamışız” ifadeleriyle dökülüyor avuçlarımıza.

Ve O, Nasreddin Hoca’yı gerçek kimliğiyle; o felsefi kimliğiyle, edebi kimliğiyle, hocalık kimliğiyle, evliyalık kimliğiyle anlatmaya ve Akşehir’i turizmcilerin, yerli ya da yabancı turistlerin bir cazibe merkezi yapmaya kararlı.

Ve ayrıca, Akşehir’in, Akşehirliler’in belini büken işsizliği çözmeye de kararlı.

“Akşehir’de işsizliği çözmek için sanayi yatırımı yapılması gerekiyor. Biliyorsunuz, ülkenin hiçbir yerinde artık devlet yatırımı kalmadı. Yatırım tamamen özel sektörün elinde. Devlette artık hiçbir şehre, hiçbir ilçeye ‘ya oraya fabrika kurayım ya da şu yatırımı yapayım’ şeklinde artık böyle bir anlayışı kalmadı. Ve doğru da bir anlayış bence. Bu tür şeylerin özel sektörün eliyle yürütülmesi mantıklı. Akşehir maalesef Türkiye’nin sanayi hamlesini, yatırım hamlesini kaçırmış. Ama tabi yine Akşehir’de bu işle, sanayiyle uğraşan, yatırımla uğraşan birçok esnafımız ve sanayicimiz var. Onların eliyle şuan mevcut organize sanayi bölgesinde ciddi yatırımlar yapılması için Ticaret-Sanayi Odası’yla işbirliği içerisinde bir takım çalışmalarımız var” diyor ve hayalini paylaşıyor bizimle:“İşsizliği olmayan, herhangi bir sağlık ve çevre problemi kalmadığı, insanların huzur ve refah içerisinde yaşadığı, Nasreddin Hoca’nın torunları gibi yüzlerin güldüğü bir dünya şehri olan Akşehir hayal ediyorum. Çünkü bu kültürün, bu coğrafyanın, bu ülkenin Nasreddin Hoca’ya borcu var. Gelip hocayı ziyaret etmemiz lazım. Akşehir’e gelelim, hocamızı ziyaret edelim ve oradan tebessümle ayrılalım” diyor.

Akşehir’e sanayinin gelmesi için projeler üreten, özel sektörlerin kapısını bıkıp usanmadan çalan belediye başkanının buruk ses tonuyla anlattıklarından öğreniyoruz, yüzlerce yıldır öğreticiliğini sürdüren ve ‘bindiği dalı kesen’(!) Nasreddin Hoca’nın çocuklarının hala yaşıyor olduğunu…

Yıllar öncesinde büyük bir sanayici Akşehir’de yatırım yapmak, fabrikalar kurmak için Akşehir’in kapısını çalar. Kapı açılmaz. ‘bir sanayi gelse de işsizlik bitse, refah gelse’ diye çırpınan Akşehir’de, sanayi, birkaç kişi yüzünden Akşehir’e küser ve gider Bolvadin’e.

Belediye Başkanı’nı ve Akşehirli büyükleri dinlerken, yıllar sonra torunlarının da bindiği dalı kestiğine ve ödediği ağır faturasına tanık oluyoruz. Oysa ne de güzel, anlamlı olurdu; üzerlerinde, eşeğine ters binmiş Nasreddin Hoca’lı sütleri, yoğurtları, çikolataları, dondurmaları, bisküvileri ve diğer üretimleriyle Akşehir Sanayisi’nin serpilip gelişmesi, "dünyanın merkezi" olması, ürünlerin çocuklarca severek ve büyük bir iştahla yiyebilmesi…

Ve Nasreddin Hoca logolu her bir ürünün üstünde o filozofların üstadı Nasreddin Hoca’nın güldüren, eğiten, öğreten fıkralarının bulunduğu ürünlerin çocuklarımızın belleğine Nasreddin Hoca’yı kazındığını bilmenin düşleriyle ayrılıyoruz Akşehir’den.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ONLINE TOPLAM sire online casino ----------- Ziyaretiniz için teşekkür ederiz -----------
 
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ----- Tasarım: Fikret ÖZCAN © 2009 istanbul/Turkey mail: aksehirlinasreddin@gmail.com - msn: fikretozcan2008@hotmail.com ----- ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------