Giyim, insanların ilk çağlardan bu yana ihtiyaç duyduğu, vücudu dış etkilerden koruyan modaya ve kültürlere, kişinin zevkine göre değişiklik gösteren giysilerin tümüdür. Her dönemin modası bir önceki dönemin bazı değişikliklerle devamıdır ve tekrarıdır. Dolayısıyla insanlar giyinirlerken kendi yaşadıkları toplumun adet, gelenek ve göreneklerine uygun giyim tarzını seçmektedirler.
Türk giyim ve kuşamını milletimizin uzun tarihi geçmişini, yayıldığı geniş coğrafi alanı, etkileşim halinde olduğu kültürleri ve değiştirdiği inanç sistemlerini göz önünde tutarak değerlendirilmesi gerekir. Çünkü milli giyim kuşam, milli kimliğin bir parçasıdır. (UMAY, G. İstanbul 1986, s.6)
Geleneksel giyim-kuşam örneklerimizin kültür varlıklarımız içinde önemli bir yere sahip olduğu herkesçe bilinmektedir.
Zengin bir medeniyeti yansıtan geleneksel Türk kıyafetlerinin pek çoğu müzelerde korunmakta ve sergilenmektedir. Pek çoğu da evlerimizde saklanmakta veya amacı dışında kullanılmaktadır. Geçmişe ait değerlerimizi nasıl saklayacağımızı, koruyacağımızı ve onları arşivlemeyi yeterince bilemediğimiz için kültür varlıklarımız veya bir parçaları yok olmakta, eskiyip yıpranarak kullanılmaz duruma gelmektedir. (Gündüz, F., Bedük, S., Yıldız, A., “Uşak Atatürk ve Etnografya Müzesinde Bulunan Cepkenlerin İncelenmesi”, 21. Yüzyılın Eşiğinde Uşak Sempozyumu, 2001, s.537-552).
Osmanlı-Türk kültürünün oluşmasında önemli bir yeri olan, Anadolu Selçuklularına başkentlik yapmış Konya’ya yakın bir yerleşim yeri konumundaki Akşehir, verimli toprakları nedeniyle ihracata, dolayısıyla devlet bütçesine katkısı yönünden de önemli bir merkezimiz olmasının yanında giyim-kuşam geleneklerini hala devam ettiren yörelerimizden biridir. (Demiralp, Y., Ankara, 1966, s.1). Müze ve evlerde yapılan incelemeler sonunda işlik-şalvar-cepken üçlü takımının Akşehir geleneksel giyim kuşamını da temsil ettiğini görmekteyiz.
Geleneksel giysi örneklerinin kaynağı olan Akşehir Müzesi ve Akşehir Evlerini bilimsel olarak araştırıp incelemeler yaparak I. Akşehir Sempozyumunda tanıtmak ve giysi çeşitlerinin genel özelliklerini sunmak için bu çalışma hazırlanmıştır.
Konun Tanımı
Bu araştırmanın konusu “ Akşehir Müze ve Evlerinde Bulunan Geleneksel Giysiler” dir. Geleneksel giyimlerimiz her bölgenin iklim, tabiat, ekonomik ve sosyal şartlarına, coğrafi durumuna göre kumaş, model, süsleme yönünden çok farklılıklar göstermiştir. Geleneksel giyimlerimizin özelliklerini ayrıca göçler de etkilemiştir. Bundan dolayı bir müzede o yöreye ait giysilerin bulunduğu gibi başka yörelerin giysileri de bulunabilir. Bunu Akşehir Müze ve Evinde de görmekteyiz. Örneğin her zaman paha biçilemeyen ve oldukça değerli olan bindallı elbiselerimizi Akşehir kadınları tarafından hiç kullanmadığı halde buradaki müzede iki adet görmekteyiz. Akşehir erkek şalvar ve cepkeninde hiç işleme olmamasına karşın müzede ve evde birer takım işlemeli cepken ve şalvar ile üç adet tek cepken bulunmaktadır. İncelemeler sonucunda Akşehir müze ve evlerinde bulunan geleneksel giysilerin çok gösterişli ve ağır giysiler olduğu gözlenmiştir.
Konunun Seçimi ve Önemi
Akşehir merkez ve köylerinde hala geleneksel giysilerin kullanıldığı görülmektedir. Bu değerli kültür mirasları sandıklarda, bohçalarda gereği gibi korunmadan anneden kıza, elden ele geçerek yıpranmakta veya az bir para karşılığında satılarak kaybolmakta, yurt dışına çıkarılmaktadır. Giysilerin bir kısmı da Akşehir müzesine satılmıştır. Günden güne azalarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bu giyim kültürümüzün son örneklerinin araştırılması gereği bu nedenle önemlidir.
Konunun Sınırı
Bu araştırmada “Akşehir Müze ve Evlerinde Bulunan Geleneksel Giysiler” taranmış olup on sekiz adet değişik örnek inceleme kapsamına alınarak sınırlandırılmıştır. İncelenen bu örneklerin altı adedi Akşehir Müze deposundan, dört adedi Akşehir Evinden, sekiz adedi Akşehir’de dükkânı olan antikacıdan elde edilmiştir.
Araştırmanın Amacı
- Akşehir müze ve evlerinde bulunan geleneksel giyimlerimizi fotoğraflarla belgelemek.
- Gözlem fişlerinde bulunan bilgiler doğrultusunda incelemelerde bulunmak, gerekli tespitleri yapmak. (Model, kumaş, kesim, astarlama teknikleri, süsleme özellikleri yönünden).
- Giysilerin üzerinden birebir kalıplarının ve süsleme motiflerini kopyalayarak bir katalog oluşturmak.
- Akşehir yöresi geleneksel giysilerin özelliklerini belgeleyerek gelecek kuşaklara kaynak hazırlamak.
Geleneksel giysilerimizin özünü bozmadan çağdaş modeller hazırlayarak bu yöndeki çalışmaları genişletmektir.
Akşehir Müze ve Evlerinde Bulunan Geleneksel Giysilerimiz
Bilindiği üzere müzelerde bulunan etnografik eserlerin bazıları kazılardan, bazıları hediye edilerek, bazıları satın alınarak, bazıları da diğer büyük müzelerden gönderilerek elde edilmişlerdir. Akşehir Müzesinde yapılan incelemeler sonucunda burada bulunan geleneksel giysiler de hediye edilme, satın alma ve Ankara Etnografya Müzesi tarafından gönderilen örneklerden oluşmaktadır. Bundan dolayı Akşehir Müzesi ve Akşehir Evinde bulunan geleneksel giysilerin Akşehir’e ait olanları olduğu gibi diğer yörelere ait olanları da vardır.
Akşehir Müzesi ve Akşehir Evinde bulunan geleneksel kadın ve erkek giysileri aşağıdaki gibi gruplandırılarak incelenmiştir.
(Barışta, H.,Ö., Ankara, 1997, s. 146)
Başa Bağlananlar
Fes
İpek yazma, pamuklu desenli oyalı yazma
Bedene Giyilenler
İçe giyilenler
Kadın iç giyimleri; göynek, gecelik
Erkek iç giyimleri; göynek, gecelik
Dışa giyilenler
Kadın dış giyimleri; işlik, şalvar, üç etek entari
Erkek dış giyimleri; işlik, şalvar, cepken
Bele bağlananlar
Kadın bel kuşakları, tokalı kemer, önlük
Erkek bel kuşakları, şal kuşak, ipek kuşak
Ayağa giyilenler; motifli yün çorap, yün çarık
Özel amaçlı giyimler; bindallılar, salta, kaftan
Başa giyilenler
Fes; Başa giyilen giyim parçalarına bakıldığında fes ve yazmalar görülmektedir. Fes, bordo veya siyah fötr kumaştan yapılan bir başlık çeşididir. Fesin önü deve boncuğu, mavi nazar boncuğu, çeşitli renkli boncuklar ile arkası ise; renkli bir kumaş banttan sarkıtılan uçları metal pullu, cıngıllı denilen zincirlerle ve kırmızı, mavi, beyaz boncuklarla süslenmiştir.
Yazma; Özel günlerde, kına gecesi, düğünlerde uçları püsküllü ipek, günlük giyimlerde renkli desenli, kenarları oyalı yazmalar örtülmüştür.
Bedene giyilenler
İçe giyilenler
Kadın iç giyimleri
Göynek; Çok bükümlü ham ipek veya pamuk iplikten el tezgahlarında dokunan ve kıvratma denilen kumaşlardan hazırlanan iç giysisidir. (Umay, G., İstanbul, 1986, s.8). Beden ve kol kesimi düz kesimlidir. Uzun kollu ve kol ağzı boldur. Önü bazılarında göğse, bazılarında bele kadar yırtmaçlıdır. “ O” yakalı, yaka oyuntusuna 1,5-2 cm genişliğinde dik yaka çalışılmıştır. Ön yırtmacı ve kol ağızları iğne oyası ile süslenmiştir.
Kadın geceliği ise yine kıvratma kumaştandır. Düz kol ve düz beden kesimlidir. Kol boyu uzun ve kol ağzı geniştir. Göynekte olduğu gibi “O” yaka oyuntulu ve dik yakalıdır. Önü göğse kadar yırtmaçlıdır. Ek yerleri mavi bordürlüdür. Tüm dikişleri makine dikişi ile birleştirilmiştir. Yırtmaç kenarı, kol ağızları iğne oyası ile süslüdür.
Erkek iç giyimleri
Göynek; Kadın göyneğinin aynı özelliklerini taşımaktadır. Makine dikişi ile parçalar birleştirilmiştir.
Erkek geceliği; Bordo renkli “bürde” denilen yerel dokuma kumaştan dikilmiştir. Geceliğin sağ arka ve ön kup dikişine eteğe bolluk vermesi düşünülerek üçgen peş yerleştirilmiştir. Düz beden kesimli, düz kolludur. Kol altlarına üçgen kuş parçaları dikilerek kolun rahat hareketi sağlanmıştır. Önü yırtmaçlı, yakası dik yakalıdır. Yırtmaç kenarlarına renkli ipliklerle süslemeler yapılmıştır. Boyu uzun ve etek ucu geniştir.
Dışa giyilenler
Kadın dış giyimleri
Akşehir Müze ve Evlerinde incelenen örneklerden kadın giyim eşyalarının çok çeşitlilik gösterdiği saptanmıştır. Bunlar; işlik, şalvar, üç etek entari, bindallılardır.
İşlik- şalvar; Pamuklu veya ipekli gibi çeşitli kumaşlardan yapılan iki paçalı giysi çeşididir. İşliğin yakası köşeli olup kare yakalıdır. Önü kruvaze kapamalı, kruvaze parçası aşağı doğru geniştir. Ön kapaması üç adet birit ilik ve düğme ile sağlanmıştır. Beden ve kol kesimi düz uzun kol ve düz beden kesimlidir. Kol ağızları 1-2 cm genişliğinde bir bant ile pilili olarak daraltılmıştır. Bilekte yırtmaç bırakılmış olup bir düğme ve ilik ile kol ağzı kapanması sağlanmıştır. Kol altları kuşludur. Boyları, belden biraz uzun giysilerdir. İçleri ince pamuklu astarlık bez veya Amerikan ile astarlanmıştır. Tüm parçalar makine dikişi ile birleştirilerek giysi tamamlanmıştır. İşliklere süsleme yapılmamıştır.
Şalvarlar oldukça geniş ende ve giyecek kişinin boy uzunluğuna göre hazırlanan dikdörtgen biçiminde beli ön ve arka ortadan uçkur için yırtmaçlı, belleri uçkurlu ve yanları dikişten açılan cepli, paçaları düz, oyuntusuz geniş ve kumaş katı ağları olan geleneksel giysi çeşitlerinden birisidir. İçi pamuklu astarlık bez veya ince Amerikan ile astarlanmıştır. Şalvarlara da süsleme yapılmamıştır.
Fotoğrafı görülen işlik şalvar örneği sarı brokar kumaştan çalışılmıştır. Yörede “Entari” diye anılmaktadır. Bunlardan başka bordo-krem çizgili kutnu takım, pembe gül desenli ipek takım, lacivert, kırmızı, yeşil desenli, yöredeki adı “şal örneği” olan takım, pembe kadife takım, kırmızı tafta yanar-döner takım vardır. Yöredeki adı “şip” tır. Takımların 20.y.y.’a ait olduğu sanılmaktadır.
Üç etek entariler; Kadife, atlas, seraser, bindallı gibi işlemeli kadife yanında çizgili kumaştan da dikilirdi. Ağır kumaşlardan hazırlananlar düğün törenlerinde giyilirdi. (Umay, G., İstanbul, 1986, s.12). Akşehir Müze ve evlerinde incelenen entari örnekleri, sarı, kırmızı, siyah çizgili ve desenli kutnu, kırmızı, krem çizgili kutnu, ince yünlü ve ipek kumaşlardan yapılan, boyu uzun, uzun kollu elbise çeşididir. Düz beden ve düz kol kesimlidir. Bazılarının da kol ağızları şekillidir. Önü açıktır. Belde bir noktadan başlayıp etek ucunda genişleyen üçgen peş bulunmaktadır. Arkası kapalı ve düzdür. Tüm parçaları makine dikişi ile birleştirilerek, kırmızı desenli pamuklu kumaş veya ince Amerikan ile astarlanmıştır. Entarilerde süsleme yoktur.
Erkek dış giyimleri
Akşehir Müze ve evlerinde incelenen örneklerde erkek dış giyim parçalarına da rastlanılmıştır. Bunlar, işlik, şalvar, cepkenlerdir.
İşlikler; Sarı, kırmızı, siyah, yeşil çizgili kutnu veya siyah, kahverengi pamuklu kumaştan yapılan bir tür üst giyimdir. Kesim ve dikim teknikleri, astarlamaları kadın işliği ile aynı olup boyutları ve kapama yönü farklıdır. Başka bir farkı da sağ önde bele yakın aplike cebinin olmasıdır.
Şalvar; incelenen örneklerde erkek şalvarlarının kadın şalvarlarından oldukça farklı olduğu görülmektedir. Bir tür pantolon olan şalvar, yünlü veya keten kumaştan çalışılmış, ağı oldukça geniş ve yüksek, beli uçkurlu, paçaları dar olup yan dikişlerde, belden biraz aşağıda dikişten açılan cepler bulunmaktadır. Ağa genişlik vermek için belde dar, ağda daha geniş olan peşler yerleştirilmiştir. Astarsızdır. Kullanılacak yere göre düz, sade veya işlemelidir.
Cepken; Gömlek entari gibi giyimlerin üzerine giyilen, boyu beden ile bel arasında değişebilen, çuha, bez, atlas kadife kumaşlardan dikilen, üzeri işlemeli ve kapamasız olan, kadın ve erkek tarafından kullanılan bir üst giyim eşyasıdır. (Gündüz, F., Bedük, S., Yıldız, A. “ Uşak Atatürk ve Etnografya Müzesinde Bulunan Cepkenlerin İncelenmesi”, 21. Yüzyılın Eşiğinde Uşak Sempozyumu, 2001 s.537-552).
Akşehir Müze ve evlerinde incelenen cepken örnekleri kesim teknikleri ve süslemeleri yönünden farklılıklar göstermektedir. Çoğu cepkenler kadife ve yün çuha kumaştan dikilmiş olup düz beden ve düz kol kesimlidir. Kol altına rahat hareketi sağlamak amacıyla üçgen kuş parçaları yerleştirilmiştir. “O” yaka kesimli olup oyuntuya çeşitli genişlikte dik yaka çalışılarak üzerine işleme yapılmıştır. Cepkenlerin tüm parçaları makine dikişi ile dikilerek Amerikan veya renkli, pamuklu astarlık bezler ile astarlanmıştır. Bir örnek “V” yaka kesimli, ön etek ucu yuvarlak, yuvarlak takma kollu, boyu kısa ve astarsızdır. Ön etek, arka ortası ve kolları, siyah kumaş kapama (aplike) yapılarak üzeri sim kordonlarla süslenmiştir.
Cepkenlerin süslenmesinde ince metal kordonlar, ince, renkli şeritler, pul, tırtıl kullanılmıştır. Motiflerin şekline göre kordonlar kordon tutturma iğnesi tekniği ile tutturularak süslemeleri yapılmıştır. Bir örneği de kolsuz ve önü dilimli ve zengin süslemelidir. Süsleme motifleri konusu bitkisel, geometrik, nesnelidir. Cepkenlerin 20.y.y.’a ait olduğu sanılmaktadır.
Bele bağlananlar; Akşehir Müze ve Evlerinde incelenen örneklerde bele bağlanan çeşitli kuşaklar tespit edilmiştir.
Kadın bel kuşakları; Şalvar ile üç etek entarilerinin üzerine altın ve gümüşten yapılan, tokası oldukça abartılı süslü kemerler kullanılmışlardır.
Ayrıca günlük giydikleri giyimlerin bellerine üçgen kuşak bağlamışlardır. Kuşak kumaşının üst üste gelen kenarların bir tarafı dikilerek üçgen halde iki ucu bele bağlandıktan sonra bu önlük torba şeklinde kullanılmıştır.
Erkek bel kuşakları; Şal kuşak denilen, mor, bordo, lacivert, siyah şal desenleri olan, biraz kalın kumaştan yapılan kuşaktır. Erkekler bu kuşakları işlik ve şalvarın üzerine, bellerine oldukça geniş sararak kullanmışlardır.
İpek kuşak ise; damadın düğünde beline sararak kullandığı, düğünden sonra damatlık hevesi geçinceye kadar boynuna doladığı yeşil, sarı, kırmızı çizgili ipek bir kuşaktır. Kuşağın ucuna agraf dikilir. Bele dolandıktan sonra bel genişliğinde birite tutturulur.
Ayağa giyilenler; Akşehir Müze ve evlerinde bulunan ve ayağa giyilen örneklerin desenli yün çorap ile yün çarık olduğu saptanmıştır. Eğrilmiş yünden örülen çoraplara desenler işlenmiştir. Sokağa çıkarken ayağa siyah kıl ve yünden yapılan çarıklar giyilmiştir.
Özel amaçlı giysiler; Bu grubu bindallılar, salta ve kaftanlar oluşturmaktadır.
Bindallılar; Müzelerin zengin ve gösterişli kıyafeti olan bindallının iki örneği Akşehir Müzesinde bulunmaktadır. Bordo bindallı Akşehir Müzesine 14.10.1969 tarihinde Eren Aryal adlı kişiden satın alınarak gelmiştir. Lacivert bindallı ise Ankara Etnografya Müzesinden gönderilmiştir.
Bindallıda bordo kadife kumaş, Amerikan astar, sarı sim kordon, sarı tırtıl kullanılmıştır. “O” yaka oyuntusu, 0.5 cm biye ile temizlenmiş olup ön yırtmacı üç adet çıt çıt ile kapanmaktadır. Boyu yere kadardır. Arka etek kesimi ön etek kesiminden daha uzun ve ovaldir. Düz beden, düz kol kesimlidir. Yan dikişlere eteğe bolluk vermek amacı ile üçgen peşler yerleştirilmiştir. Etek ucuna tersinden 5 cm genişliğinde kalın bir parça çırpma dikişi ile tutturulmuştur. Bindallının süslemesi dival tekniği yani sim sarmadır. Giysinin her yeri işlemelidir. (Bedük, S. Yüksek Lisans Tezi).
Salta; Bir çeşit cepken demektir. (Müze envanterlerinde salta adıyla geçmektedir). Bele oturan, boyu diz altında önü açık bir ceket görünümündedir. Bordo kadife kumaştan dikilmiş olan salta kumaşla astarlanmış ve simli düz şerit, sim kordon ile süslenmiştir. Boyu diz altına kadardır. Önden açık arkası kapalıdır. Ön etek köşeleri sim kordonlarla süslenmiştir.
Kaftanlar: Boyu ve kolu uzun, bol kesimli çeşitli tekniklerle süslenen üst giysileridir. Antikacıdan elde edilen kaftan siyah ipek olup renkli ipliklerle yaka etrafı, kol, etek, yırtmaçları nakışlarla süslenmiştir.
Sarı ipek kaftan ise, astar ile motifli sırınarak süslenmiştir. Boyu uzun, bol, düz kol ve düz beden kesimlidir.
Sonuç ve Öneriler
Akşehir Müze ve Evlerinde bulunan geleneksel giysiler incelenmeye çalışılmıştır. Bu araştırmada, müzeden incelenen örneklerde envanter bilgilerinden, evlerde incelenen örneklerde ise kaynak kişilerden öğrenilen bilgiler doğrultusunda bu giysilerin fes, yazma, göynek, kadın geceliği, erkek geceliği, kadın işliği, erkek işliği, kadın şalvarı, erkek şalvarı, kadın üç etek entarisi, erkek cepkeni, tokalı kemer, ipek kuşak, çarık, bindallı, salta, kaftan örneklerinden birer adet olmak üzere on sekiz adet örneğin yapılan incelemeler doğrultusunda kesim teknikleri dikim teknikleri, kullanılan kumaş ve astar, süslemelerinde kullanılan malzeme, süsleme teknikleri, hangi yüzyıla ait oldukları tespit edilmeye çalışılmıştır.
Feslerde siyah çuha kumaş, süslemelerinde çeşitli boncuklar, metal cıngıllar kullanılmıştır. Bunların üzerine ipek veya pamuklu yazmaların örtüldüğü görülmüştür.
Göyneklerde ve geceliklerde kıvratma kumaş kullanılmıştır. “O” yaka kesimli, önü yırtmaçlı, düz kol ve düz beden kesimli ve boyu diz altında olan çok sayıda göynek ve gecelik örneği bulunmaktadır. Bu da bize bu giysilerin ve kumaşlarının sevilerek kullanıldığını göstermektedir.
İşlik, şalvar takımlardan çok sayıda örneklere ulaşılmıştır. Bunlardan “Entari” denilen sarı brokar takım, kadife takım, şip denilen tafta veya parlak kumaştan yapılan takım, “şal örneği” takım, ipek takım, bordo- krem çizgili kutnu takım incelenmiştir. Kesim teknikleri hepsinde düz kol, düz beden, uzun kol, kol altı kuşlu, kruvaze kapama, birit ilik-düğme ile kapama görüldüğüne göre en çok bu model takımların kullanıldığı sonucuna varılabilir.
Kadın şalvarlarının tümünün düz, dikdörtgen görünümlü, uçkurluk, geniş ve düz ağ kesimli aynı zamanda astarlı olduğu görülmüştür. Erkek şalvarlarında ise dar paça, geniş ağ, yanlarda dikişten açılan cepler çok kullanılmıştır.
Üç etek entariler yünlü, kutnu, sevai denilen telli işlemeli ipek kumaşlardan yapılmışlardır. En önemli özellikleri önlerinde peş, yanlarında yırtmaç, boydan boya önü açık, uzun kollu, kimi kollarda kol ağızları şekilli, kol altları kuşlu, düz beden ve düz kol kesimleri olan ve yörede daha çok Yörüklerin giydiği söylenilen giysilerdir. Rahat ve güzel görünümlü olmalarından dolayı tercih edilmiş olduğu kanısına varılmıştır.
Giysi astarlarında daha çok Amerikan ve renkli ince astarlık pamuklu bez tercih edilmiştir.
Süsleme konularında bitkisel, geometrik ve nesneli bezeme çok kullanılmıştır.
Süsleme malzemelerinde, simli kordonlar, renkli iplik, ince şeritler, pul, tırtıl tercih edilmiştir. Teknik olarak kordon tutturma iğnesi, dival tekniği kullanılmıştır.
Ayaklarına özenle hazırladıkları yün çorap ile yün ve kıldan yapılan çarıklar giymişlerdir.
Bu kadar giysi örnekleri yalnız bir müze ve birkaç evde bulunduğuna göre yurdun her köşesindeki müze ve evlerde daha nice güzel ve değerli giysilerin olduğu düşünülürse Kız Meslek Liselerine, Halk Eğitim Merkezlerine, Olgunlaşma Enstitülerine çok iş düşmektedir.
Bu giysilerin özünü bozmadan motif, süsleme tekniği ve kesimlerinden yararlanılarak özgün giysiler yapılmalı ve bu çalışmaların devamı için teşvik edilmelidir. Giyim kültürümüzü, ananelerimizi korumak, bunları belgeleyerek gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin görevi olmalıdır. Giyim kültürümüzü yansıtan bu giysilerin bazı yörelerimizde hala kullanıldığını görmekteyiz. Kültür Bakanlığı’nın da bu konuya daha duyarlı davranması ve teşvik edici seminerler vb. gibi kurslar düzenleyerek konuya daha derinlik kazandırması, gelecek kuşaklara kaynak ve giyim kültürümüzü tanıtmak nedeniyle giyim katoloğu oluşturması yönünden gerekliliği ortaya çıkmıştır.
6 Ocak 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder